Kronik Yorgunluk, Obezite, Kronik Hastalık, Mitokondri

Kronik Yorgunluk, Obezite, Kronik Hastalık, Mitokondri

İnsan vücudunda yaklaşık 100 trilyon hücre var. Her bir hücrenin içinde ise erkeklerde 5-10 bin, kadınlarda 10-15 bin civarında mitokondri  (enerji üreten organel) bulunmaktadır. Sürekli canlılık için gerekli enerjiyi üreten mitokondriler, aslında vücutta sayı olarak en fazla orana sahiptirler.

70 kilo bir insanda yaklaşık beyin doku ağırlığı 1,4 kg dır.Yani vücudun ellide biri oranında ağırlığa sahip olan beyin dokusu ,üretilen toplam enerjinin yüzde 25’ni kullanır. Bir hücre ne kadar enerji  tüketiyorsa o kadar çok mitokondriye yani santrale sahip olmalıdır. Örneğin kalp kası hücrelerinin yarısı mitokondrilerden oluşuyor. Enerjiye çok ihtiyaç duymayan yağ hücrelerinde ise bir iki adet mitokondri bulunuyor.

Ne kadar çok ve sağlıklı mitokondriniz varsa o oranda enerji üretirsiniz ve üretilen enerji o seviyede kaliteli olur.

Son yıllarda Kronik hastalıkların daha çok artmasının perde arkasındaki ana nedenleriden biride mitokondrilerin zarlarının bozulması ve görevlerini yapamama durumlarıdır. Aşırı gıda tüketimi özelliklede çöp gıda tüketimi mitokondrileri bozmaktadır. Yaşlanmaya bağlı kas kaybı ile de mitokondri sayıları azalmaktadır. Daha kontrollü beslenerek ve daha çok hareket ederek mitokondrilerin iş yükü azaltılabilir.

Beslenme günlüğünüzde rafine çöp karbonhidratlar (yani şeker, un, nişasta,hazır tatlı pasta vs) fazlaysa,  ağır metaller, kimyasal toksinler, renk, tat vericiler çoksa mitokondrileriniz kısa bir süre sonra yorulacak ve bozulacaktır. Bu “oksidatif/paslandırıcı” durum karşısında becerisi azalan, gücü kuvveti kalmayan mitokondriler  sadece toksinleri temizlemekte zorlanmakla kalmaz, yağları yakmada da problem yaşamaya başlar. Yakılamayan yani mitokondrinin içinde Krebs döngüsüne sokulamayan yağlar ise trigliserid olarak dolaşıma verilir ve  karaciğerde, göbekte birikmeye başlayacaktır.Aynı zamanda mitokondrinin kendi zarında trigliserid yoğunlaşması da mitokondriyi daha da tembelleştirir.
Bu durumda insülin duyarsızlığı başlar, yani insülin direnci oluşur.
Sonuç gelsin kilolar, biriksin yağlar……
Mitokondrilerin azalması ve tembelleşmesi kronik yorgunluğa da yol açar. Kronik yorgunların, tembel yorgunların çoğunda sorun mitokondri tembelliği ve fakirliğidir.

MİTOKONDRİLENİZ BOZULURSA VEYA TEMBELLEŞİRSE

Yağlar yakılamıyor ve birikmeye başlıyor. (Artan Göbek Çevresi)
Glikozun hücreye kabulü için çalışan sistemler alt üst olur. Neticede glikoz o hücrelere giremez ve insülin direnci oluşur. İnsülin direnci nedeniyle iskelet – kalp kası ile karaciğere “enerji kaynağı olan glikoz” giremeyince hücreler enerjisiz ve çaresiz kalıyor. Çaresiz kalan hücrelerde, yağlar ve glikoz yakılamadığı için enerji üretme yetisi kayboluyor başka bir “enerji kaynağı” arayışına giriliyor. Ne yazıkki kaslardaki proteinleri devreye sokuyor. Vücut, Kaslarını yakarak -yani kendini yakarak- enerji üretimi yoluna gidiyor. Ürettiği bu yeni glikozu da yeniden yağ olarak depolamayı tercih ediyor.
Kısacası “kas yapıp yağ yakma” hikâyesi tersine dönüyor ve “kas yakıp yağ yapma” dönemi devreye başlıyor. Frenleri patlamış -fren balataları yani kasları yanmış- otomobiliniz (vücudunuz) yokuştan aşağı yuvarlanan bir “yağ depolama aracı”na dönüşüyor.
Yanlış diyet-beslenme yaklaşımları kas yakar.

Her “eksik lokma” daha az mitokondri zehirlenmesi ve mitokondrilerimiz için “daha az yük” demek. Her “fazla” adım iskelet kaslarımızın, kalp kaslarımızın daha fazla mitokondri üretmesi, daha çok enerji üreten yani daha çok enerji tüketen mitokondrilerinin sayısının artması demek. 

Mitokondriyal fonksiyon bozukluğu, sağlığı bozan ana sebeb ve kilo sabotajcısı olduğuna göre, bu durumdan nasıl kurtulacağız? Veya Kurtulamasak da etkilerini nasıl azaltacağız?

Burada en çok sakınmamız gerekenler mitokondrilerimizi en çok zehirleyenler, yani “toksinler” olmalıdır. Çünkü toksinlerin hücrelerdeki direkt ve temel hedefi mitokondrilerdir.


Anlamamız gereken şudur: Birçok sağlık sorunumuz gibi kilo problemimizin de en azından tetikleyicilerinden biri ama çoğu zaman da esas nedeni yorgun, bitkin düşmüş, işini gücünü yapamaz hale gelmiş mitokondrilerdir. Mitokondri tembelliği, yaşadığımız birçok sağlık problemi gibi kilo probleminin de ana nedenlerinden biri, hatta birincisidir.

Mitokondrileri bozan toksinler nelerdir?

  • Basit şekerler: Glikoz ve şurupları
  • Nişasta bazlı früktoz
  • Alkol
  • Ağır metaller (cıva, arsenik, kadmiyum, kurşun)
  • İlaçlar: Statinler (kolesterol ilaçları), parasetamol, kirolon grubu antibiyotikler
  • Asit yükünün artması