1977 yılında Ankara da doğdum. Evliyim ve 3 çocuk babasıyım. İlk orta ve lise eğitimini takiben 2001 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdim. İlk görev yerim olan Isparta ili Sağlık Ocağı ve Devlet Hastanesi Acil Servisinde 2 yıl görev yaptıktan sonra 2004 yılında Ankara İli Sincan İlçesi 7 nolu Sağlık Ocağında göreve başladım ve 2010 yılına kadar burada hizmet ettim. 2010-2012 yılları arasında Ayaş Sağlık Grup Başkanlığı, 2012-2014 yılları arasında Etimesgut Toplum Sağlığı Başkanlığı gibi görevleri takiben 2014-2016 yılları arasında Aile Hekimi olarak çalıştım. 18 yıllık hekimlik hayatımın son 7 yılında Tamamlayıcı Tıp ve Fonksiyonel Tıp alanlarında çalışmalarım oldu. Tüm dünyada ve ülkemizde toplumların ‘Tamamlayıcı ve Bütünleyici Tıp’ alanına giderek artan ilgileri, sadece modern tıp bakışıyla mevcut kronik hastalıklarda tedavilerin yetersiz kalması,insanların giderek bozulan yaşam süreçlerini fark etmemiz üzerine, modern Batı tıbbından kopmadan Doğu Tıbbı alanlarında araştırmalarım oldu ve bir çok eğitim süreçlerine dahil oldum. Yüzyıllardan beri uygulana gelen Doğu tıbbıyla özdeşleşmiş birçok tedavi yönteminin son yıllarda özellikle gelişmiş Avrupa ülkeleri, Almanya, Fransa, Amerika ve İngiltere’de daha da geliştirilerek yoğun bir şekilde uygulandığını görmekteyiz.
2012 yılından itibaren,
Akupunktur, Fitoterapi, Hirudoterapi, Ozonterapi, Nöralterapi, Manuelterapi, Hipnoterapi, Nlp-Eft uygulamaları, Hacamat, Radyestezi gibi birçok bütünleyici-tamamlayıcı ve Fonksiyonel Tıp alanlarında çalışmalarım oldu.
Son yıllarda özellikle Otoimmün hastalıklar (Romatoid Artrit, Fibromiyalji, Sedef-Psoriazis, Çölyak, İrrtabl Barsak Sendromu, Ülseratif Kolit, Ankilozan Spondilit, Sjogren, Vitiligo…), Tüm Kronik hastalıklar (Diabet, Hipertansiyon, Kalp ve Böbrek hastalıkları…), Mekanik hastalıklar (Boyun ve Bel Fıtığı, Diz-Omuz-Dirsek ve eklem ağrıları ), yaygın vücut Kanserleri ve Kronik Hastalıklar gibi birçok alanda çalışmalarım oldu. Biyofonksiyonel Tıp bakış açısıyla kansere yaklaşım kitabım yakında çıkacak. Tüm dünyada bu alanlardaki gelişmeleri takiben kendi tecrübelerim ve çalışmalarım ışığında Biyofonksiyonel Tıp Ekolünü oluşturdum. Biyofonksiyonel Tıp bakışının bir kısmını özet olarak vermem gerekirse;
Aslında tüm kronik hastalıkların temelinde yatan ana nedenlere bakıldığında karşımıza iki süreç çıkmaktadır.
1) Hücre ve Doku odaklı süreç
2) Dolaşım odaklı süreç
Hücre ve dokuların ihtiyacı olan kan, su, oksijen, mineral ve eser maddelerin yeterli oranda bu yapılara ulaştırılamaması, yine hücrelerin işleyişi esnasında ortama yayılan atıkların (toksik maddelerin) yeterli oranda uzaklaştırılamaması neticesinde hücre ve dokularda yapısal ve işlevsel bozulmalar oluşmaktadır.
Enflamasyon (iltihap-içyangı), toksik yük artışı, asidoz (hücrelerin asit yük artışı), hipoksi (oksijen azlığı), oksidan stres (gün içinde maruz kalınan birçok nedenle serbest oksijen radikallerinin oluşumu ile sağlam hücrelerden elektron çalınması neticesinde hücrelerin yapısal bozulmaya başlaması), oksidan stresin karşısındaki panzehir olan antioksidan kapasite azlığı, immün sistemde yük artışı ve gereğinden fazla reaksiyon artışı (otoimmün tepki) gibi nedenler neticesinde hücre ve doku odaklı sürecin belirli bir süre devam etmesiyle kronik hastalıklara giden kapı aralanmaktadır.
Besleyici arterial dolaşımın bozulması, toplayıcı ve vücuttan toksinlerin uzaklaşmasını sağlayan venöz dolaşımın bozulması, arındırıcı lenf dolaşımın bozulması, uyarıcı sinir sisteminin bozulması, vücudu besleyici ve koruyucu enerji dolaşımının bozulması gibi nedenler neticesinde dolaşım odaklı sürecin belirli bir süre devam etmesiyle yine kronik hastalıklara giden kapı aralanmaktadır.
Yukarıda değinildiği üzere yapısal ve işlevsel olarak bozulan sistemde, ortaya çıkan bazı mediatörler ve sinyaller neticesinde ateş, aşırı terleme, kötü kokulu nefes, dışkılama problemleri, mide barsak problemleri, kronik yorgunluk, unutkanlık, kilo ve hazımsızlık sorunları, hormonal sorunlar, vücutta geçmeyen yaygın ağrılar gibi birçok semptomlar ortaya çıkmaktadır. Kronik hastalıklara yaklaşımda en kritik nokta burasıdır. Bu semptomlar aslında vücudun imdat çığlıklarıdır. Bu sorunları sadece kimyasal ilaçlarla baskılamaya çalışmak ise yanıldığımız noktadır.
Kronik hastalıkların ortaya çıkışını sağlayan hücre doku ve dolaşım odaklı süreç kapsamında vücuda fiziksel, ruhsal, duygu ve bilinçaltı yönüyle destek vererek, şifaya giden yolda vücudun kendi iç dinamiklerinin harekete geçirilmesi yani Biyofonksiyonel yaklaşım tarzı ile iyilik haline ulaşabiliriz.
Kronik hastalıkların Biyofonksiyonel yaklaşım tarzı ile tedavi edilmesinde ve şifaya giden yolda yapılan birçok uygulamaların hepsi birer kavşak noktadır. Kliniğimizde uyguladığımız bir çok yöntemlerde eskiden gelen kadim uygulamaların yanında, Modern Tıp ile Bütünleyici Tıp alanlarını kombine ederek vücudun sadece sorun olan lokal kısmından ziyade geneline bakmayı öğrenerek ve öğreterek Biyofonksiyonel bakış ile şifaya giden yolun içimizdeki iyileştirici güçte saklı olduğuna inanıyoruz.