Prp ve Yara İyileşmesi

Yara iyileşmesinde ilk basamak, pıhtı oluşumu ve platelet aktivasyonudur. Trombosit aktivasyonu sırasında birçok büyüme ve farklılaşma faktörü için depo ünitesi görevi gören alfa granüllerinden çeşitli büyüme faktörleri ve sitokinler salgılanır. Yara iyileşmesi süreci fizyolojik olarak birbiri içine geçen 3 evreden oluşmaktadır:

1. Akut inflamatuar faz, (0-2 gün)

2. Proliferasyon fazı (2 gün – 6 hafta)

3. Yeniden şekillenme fazı.(haftalar-aylar)

İlk fazda; Pıhtı oluşması, hücrelerden büyüme faktörleri ve inflamatuar moleküller salınması. Nötrofil ve makrofaj invazyonu ve fagositoz oluşuyor.

İkinci fazda; Fibroblast proliferasyonunustimüle eden büyüme faktörlerinin salınması, kollajen birikimi, granülasyon dokusu oluşumu, revaskülarizasyon (yeniden damar oluşumu), daha organize yara dokusu oluşumu ve ekstra selüler matriks oluşumu ortaya çıkıyor.

Üçüncü fazda; Hücresel ve vasküler komponentde azalma, tip 1 kollajende artış, daha organize kollajen oluşumu, çapraz bağ artışı oluşuyor.

Vücutta herhangi iç veya dış kaynaklı doku hasarı geliştikten sonra bu bölgede hematom oluşur. Aktive olan trombositler açığa çıkan kollajene bağlanarak pıhtı oluşturur. Trombositlerden BF ve hemostatik faktörlerin salınımı ile inflamatuar faz başlar saatler içinde doku hasarının olduğu bölgeye nötrofil ve makrofajlar ulaşır ve yaklaşık 72 saat sürebilir. Proliferasyon fazında yeniden yapılanma (remodeling) ve doku rejenerasyonu gelişir. Bu fazda fibroblastlar skar dokusu sentezine başlar, kanlanmayı sağlamak için yeni kapillerler oluşur. Granülasyon ve epitelizasyon 48 saat ile 6 hafta arasında sürebilir ve yaranın kontraktüre olmasıyla sona erer. Kollajen dokusunun yeniden şekillenmesi son fazdır ve haftalar-aylar sürebilir.

PRP uygulaması ile aslında yara iyileşme sürecini tetikleyerek yeniden yapılanma ve onarım mekanizmaları devreye girmiş oluyor.

PRP, oftalmoloji, ortopedi, fiziksel tıp ve rehabilitasyon, spor hekimliği, kardiyoloji,dermatoloji, plastik cerrahi, nöroloji, maksillofasial cerrahi ve diş hekimliği gibi birçok alanda kullanıma geçmiştir.

İdeal olarak PRP uygulamalarında işlem öncesi kan alınır. Antikoagulanlı kan santrifüje edildiğinde 3 kısma ayrılır;

1. Alt kısım saf eritrositlerden oluşur,

2. Orta kısım buffy coat dediğimiz kısım platelet ve beyaz kan hücrelerinden oluşur ve

3. En üst kısımda da plazma bulunur.

Sonuç olarak çekilen kanın yaklaşık %10-20 kadarı PRP olarak elde edilmiş olur.

Alınan PRP mayisinin aktive edilmesi önemlidir. Aktive edilen trombositlerden daha fazla büyüme faktörü salınmaktadır. Kliniğimizde Prp ile Ozon gazı birleştirilerek aktivasyon işlemi yapılmaktadır.

PRP enjeksiyonu steril şartlarda yapılmalıdır. Büyüme Faktörlerinin yara iyileşmesi üzerindeki etkilerinin inhibe olmaması için, enjeksiyon öncesi ve sonrasında steroid olmayan anti-inflamatuar ilaç kullanımından kaçınılmalıdır.Enjeksiyon sonrası hastanın ağrıdan şikayetçi olması durumunda parasetamol veya tramadol önerilmektedir.

Enjeksiyon sırasında bir miktar doku hasarı ve kanama oluşması PRP içerisindeki trombositlerin uyarılması için gereken trombini sağlayabilir. Buna göre çoklu enjeksiyon veya PRP enjeksiyonu öncesi iğneleme yoluyla hasarlı dokuda kanallar açılması trombosit aktive edici faktörlerin önceden açığa çıkarılmasını sağlayacağı için uygulanabilecek yöntemlerdendir.