Hacamat öncesinde ne aşırı tok, nede çok Aç olmamalıdır. Uygulama öncesi en az 3 saat önceden yeme içmenin kesilmesi yeterli olacaktır.En az 24 saat öncesinden eğer kişi yapabilecek ise 3 gün öncesinden başlanarak hayvansal gıda alınmaması önemlidir. 24 saat öncesinden cima (cinsel birliktelik) yapılmamalıdır. Spor yapılmamalı, vücut dinç olmalı ve en az 12 saat öncesinden kan akışkanlığını ve pıhtılaşmasını bozacak ilaçlar ( NSAİİ, Aspirin gibi ) alınmaması gerekir.Uygulama esnasında abdestli olmak iyi olur.
Hacamattan sonra ılık sirkeli su veya ballı şerbet içilebilir.Su içmek serbesttir.Uygulama sonu en az 2 saat yemek yenmemelidir.En az 2 saat uyunmamalıdır.Uygulama sonrası en az 12 saat geçtikten sonra duş alınabilir.Hacamat sonrası enaz bir gün ideali 3 gün daha hayvansal gıda perhizine devam edilmelidir.Uygulama sonrası 24 saat cimadan,ağır spor ve yorucu fiziksel işlerden kaçınılmalıdır.Uygulamanın yapıldığı gün bol su içmek,hafif çorba veya sebze yemeği ve salata ile günü geçirmek faydalı olacaktır. Hacamat sonrası bir miktar iştah açılabilir, dikkat! Yara yerine hızlı iyileşmesi için sarı kantaron ve zeytinyağı sürülmesi önerilir. Hijyen koşullarına dikkat edilmesi yeterlidir. Hacamattan sonraki 2 – 3 gün, proteinden ve yağdan zengin gıdalar (et, süt, süt ürünleri vb) tüketilmemelidir.Hacamattan sonra sirkeli su veya bal şerbeti içmek çok faydalıdır, her iki gıdanın ortak özelliği damar açıcı olmasıdır.
Sağlıklı bir vucuda sahip olmanın ve hastalıklardan korunmanın ilk unsurlarından birinin vücudun toksinlerden yeterli oranda arındırılması gerektiği göz önüne alınırsa, Hacamat uygulaması Hem tedavi hem de hastalıklara karşı koruyucu amaçlı olarak yapılmaktadır. Her hastalığın hacamatla tedavisi mümkün değildir. Ancak koruyucu amaçlı olarak yapıldığında bağışıklık sistemimizi güçlendirerek vücudumuzu hastalıklara karşı koruduğu ispatlanmıştır. Bu nedenle hacamatı özellikle koruyucu amaçlı uygulamak tıbben daha uygundur. Hastalıklara karşı tedaviye yardımcı olduğu da unutulmamalıdır. Hacamat koruyucu tedavide esas yöntemlerden biridir.
Evet, 40 günlük bebeklerden itibaren Hacamat yapılabilir. İnce çizgilerle başlar daha sonra yaş arttıkça miktar arttırılır. Bebeklik ve erken çocukluk evrelerinde herhangi bir sakınca yoktur. Şöyle ki; yeni doğan bebeklerde yoğun bakımlarda tedavilerini takip amaçlı olarak bazen her gün kan alınmaktadır. Bu durum göz önüne alındığında hacamat vücut açısından daha konforlu ve zararsız bir uygulamadır. Annelerin bu husustaki hassasiyetleri normaldir. Ancak uzman ellerde uygun tanılarla çocuklara yapılacak hacamatın faydası çoktur. Çocuklarda hacamat iştahı arttırır, kilo almasını kolaylaştırır. İmmün sistemini (vücudun savunma sitemi) güçlendirerek sık hastalanmasını engeller. Boy ve kilosunun artmasına yardımcı olur. Vücudun gelişimini sağlayan enzimlerin ve hormonların dengesini korur ve sağlıklı üretimini sağlar. Bu sayede çocuğun saçları ve cildi daha canlı olur. Günümüz de ailelerin çok şikâyet ettiği dikkat eksikliği, huzursuzluk, derslere karşı ilgisizlik, aşırı hareketlilik gibi sorunlara hacamat yardımcı olmaktadır.
Aslında Tetkik amaçlı kan aldırmak kadar bile ağrı olmamaktadır. Çünkü ehil ellerde işlem öncesinde yapılacak kuru hacamat işlemi ile bir nevi ilaç kullanmadan lokal anestezi etkisi ortaya çıkar ve bu sayede çok ağrı hissedilmez.Kişilerdeki ağrı eşiği farklılıklarından kaynaklı bazı hastalar nadirende olsa uygulamayı fazla hissedebilmektedirler. Tabi ki işlem öncesinde özellikle ilk uygulama ise neyle karşılacağı noktasında hafif huzursuzluk olabilir.Kliniğimizde uygulama öncesi bilgilendirme yapıldığından ve bizzat hekim tarafından uygulama yapıldığından çok konforlu bir işlem olmaktadır.
‘Kuru Hacamat’ hacamat öncesi yapılan kupa ile vakumlama işlemidir. Bu sayede bölgenin kanlanması arttırılır ve anestezi oluşturulur.Bazen hekimin gerekli görmesi halinde ısıtıcı yağlar ile de vakumlama yapılabilir. ‘Yaş Hacamat’ ise klasik olarak bilinen kupa yardımı ile vakumlama ve ısıtma ve kanlanmanın artırılmasından sonra cilt altı lenf ve kapiller yapılardan kanın dışarı alınma işlemidir.
70 yaş altındaki erişkinlere HEKİMİN uygun gördüğü durumlarda hacamat yapılabilir. Genel bilgi olarak ise cinsiyet farkı gözetilmeden 70 yaş üstünde hacamat önerilmez. Çünkü yaş ilerledikçe kronik hastalıklar ilerler. Bu hastalıkları en önemlisi tabii ki kalp hastalıklarıdır. Hacamatla alınan kan sonrası hastada oluşabilecek vazovagal senkop (bayılma) ile hastada istenmeyen klinikler oluşabilir. Ayrıca ileri yaşlarda kemik iliği de yaşlandığı için alınan kana reaksiyon farklı olabilir. Bu ve benzeri sebeplerle 70 yaş üzeri bayan ve erkeklere yapılması uygun değildir fakat istisnai durumlar da vardır. Örneğin polisitemi diye bilinen kan fazlalığı hastalığı olanlar, sigara içen hastalar ve KOAH diye bilinen akciğer kronik hastalıklarında hacamat doktor kontrolünde yapılabilir. Buradan da anlaşılacağı üzere hacamat aslında hastaya uygulanan tıbbi bir işlemdir. Eski devirlerde de tıp adamları bu işlemi yapmışlardır. Günümüz de maalesef hacamat uygulaması ehil olmayan ellerde insan vücudundan habersiz, kulaktan dolma bilgilerle ve tabiri uygunsa merdiven altında hijyenik olmayan koşullarda yapılmaktadır. Halk arasında bilinen bir yanlış da doktorların bu işleme karşı olduklarıdır.Bu işlem doktorlar tarafından da kabul görmüş ve yapılmaya başlanmıştır.
Her Ayın (Hicri)15. 17.19.21. günlerinde yapılması uygundur. Hicri Ay’ın 5’i ile 25’i tarihleri arasında mahsur yoktur, en faydalı olanı ise Hicri Ay’ın 3. Haftasında yapılanıdır. Çünkü ayın çekim gücüne göre kanın volümü ve kanın periferde (vücudun dış çevresinde) göllenmesi arttığından 17.19.ve 21. günlerinde yapılması daha da faydalıdır. Koruyucu amaçlı yapılmak isteniyorsa bu takvime dikkat edilmesi önemlidir. Önerilen günler ise Pazartesi, Salı ve Perşembe günleridir. Bu günler ve takvim aralığı acil olmayan durumlar için geçerlidir. Acil durumda kurallar ortadan kalkar ihtiyaç durumunda hemen yapılmasında bir sakınca yoktur. Örneğin ayak bacak kol ağrılarında hemen yapılabilir.Özellikle ülkemizde konunun dini boyutu açısından bazı karışıklıklar pratikte görmekteyiz.Öncelikle işi ehline ve liyakati olana yaptırma dusturu her yerde geçeridir.İslami hassasiyetlere dikkat edilerek bir kısım kurallara dikkat edilerek ehil doktorlara uygun ortamlarda yaptırılması önem arz etmektedir.
Hicri zaman döngüsünde yeni gün ikindi vakti ile başlamaktadır.Bazı rivayetlerde ise akşam vakti başladığı bildirilmektedir.Özellikle sünnet gün ve saat ayarlaması yapılırken pratikte çok hatalar yapıldığını biliyoruz. Bu nedenle bu konu ile ilgili farklı bigi yorum ve uygulamalar olduğunu bilmekteyiz.İlgili hekim ile görüşüp gerekli bilgiler alındıktan sonra kalbinizin mutmain olacağı şekilde uygulamaya karar vermenin en doğrusu olacağı kanaatindeyiz.Yorumları burada paylaşmadan okuyucularımızın takdirine bırakıyoruz.
Eğer acil bir durum söz konusu değilse ve belli tedavi kapsamında değil iseniz ,daha çok ilkbahar ve sonbaharda hacamat yaptırmak tavsiye edilmektedir. Aşırı Sıcak günlerde fizyolojik olarak yapılması uygun değildir. Bayılmaya sebep olabilir. İslam tarihinde alimler 3 ayda bir yapılmasını tavsiye etmektedirler. Son yıllarda aşırı ilaç kullanımı,yoğun stres maruziyeti, beselenme ve diyet yetersizliklieri,sindirim problemleri,giderek artan hava ve su kirliliği gibi durumlar göz önüne alındığında özellikle erişkinler de ilk defa yaptıracaklara birer ay ara ile 3 defa üst üste hacamat uygulamasını yapıyoruz.Daha sonra kişideki hastalık ve vücudun durumuna göre 3 ay-6ay veya 1 yıl ara ile seanslar yapılmaktadır.
Öncelikle hacamat yapan Hekim ve yaptıran kişi kesinlikle abdestli olmalıdır. İlgili bölgelere kupa ile vakumlama uygulanır.Bazen hekimin uygun görmesi durumunda vakumlama öncesi ısıtıcı yağlar tatbik edilebilir.Sonrasında Yeterli vakumlama sağlandıktan sonra,3-5 dk beklendikten sonra vakumlama bölgesine boyu 1 cm’i, derinliği ise 1-2 mm’yi geçmeyecek şekilde epidermise (derinin en üst tabakası) küçük çizikler atılır. Daha sonra o bölge tekrar vakumlanarak orada toplanan kanın dışarı çıkması sağlanır.Kliniğimizde hastalar konforlu bir ortamda yatar pozisyonda olacak şekilde tek kullanımlık bistüri ve kupalar kullanılarak uygulama yapılmaktadır.
Bebek ve çocuklarda 1-3-5 değişen sayılarda, erişkinlerde ise 7-10 arasında kupa uygulanmaktadır.Burada hekimin uygun gördüğü sayıda kişideki mevcut hastalıklara göre kupa uygulama noktaları ve sayıları değişkenlik göstermektedir.Kişinin kilo,boy,yaş,mevcut hastalık ve vucudunun durumu göz önüne alınarak uygulama planlanır.
Yapılan çalışmalarda ve elektron mikroskopta gösterildiği üzere vücuttan atılamayan toksin ve ağır metallerin özellikle ağırlıkla sırt bölgesinde biriktiği, ikincil ve üçüncül olarak baş ve ekstremitelerde biriktiği yönündedir. Detoks amacı ve hastalıklardan korunma amacıyla yapılacak uygulamalarda öncelikle vücudun ana çöplük merkezi olan sırt bölgesinin temizlenmesi gerektiği ve sonrasında devam eden seanslarda ve kişinin hastalıklarına göre hekimin belirleyeceği şekilde baş bölgesi ve vücudun diğer kısımlarından hacamat uygulaması yapılmaktadır.
70 yaş üstü kronik kalp hastalığı olanlara, kalp pili olanlara, kanın pıhtılaşma problemi olan kişilere (hemofili A – B), adetli kadınlara hacamat yapılmaz. Ayrıca varis üzerine, fıtık bölgesine ve cilt hastalıklarının (sedef vb) direk üzerine hacamat yapılmaz.
Uzman olmayan ellerde evet yara izi kalabilir. Normal koşullarda yapılan kesiler derinin epidermis seviyesini geçmemelidir. Eğer daha derin tabakalara (dermis ve daha altı ) girilir ise Dermiste oluşturulan kesinin iz bırakma ihtimali yüksektir. Bu sebeple hacamat cilt yapısının fizyolojisine vakıf hekim tarafından yapılmalıdır. Saç kesimimize gösterdiğimiz özeni hacamat yaparken de göstermeliyiz, aksi takdirde istenmeyen sonuçlar doğabilir.
Epidermis derinin en dış tabakasıdır. Kalınlığı bölgeye göre değişir, göz kapaklarında 0.005 mm iken el ayak tabanında;1.5 mm olmaktadır. Dermis, derinin orta tabakasıdır. Kalınlığı; göz kapaklarında 0.3mm, el ayak tabanında 3 mm’dir. Subdermis ise en alt tabakadır büyük kan damarları, sinirler, yağ ve bağ dokudan oluşur. Epidermis seviyesinin altında oluşan kesiler ve yaralar iz bırakır.
Evet yapılabilir. Ancak saçlar kesilmeden yapılan uygulamanın iki önemli sakıncası vardır. Hijyen ve efektif (verimli) olmadığından saçların kesilmesi daha uygundur. Buna rağmen bir kısım sosyal şartlar göz önünde bulundurularak saçlar tıraş edilmeden de hacamat uygulaması gerçekleştirilebilir.
Ömründe hiç hacamat yaptırmamış bir kimse özellikle bir hastalığı varsa daha faydalı diye uygun olan hacamat mevsimini veya hicri takvimi beklemek yerine ilk fırsatta yaptırması daha uygundur. Zira uygun günün gelmesini beklemek kanda bulunan mevcut alerjen/toksik maddelerin yayılmasına/artmasına sebep olabilir.Hiç hacamat yaptırmamış biri için bir ay arayla; ara vermeden 3 kez üst üste sırt,daha sonra kafa ve diz hacamatını yaptırdıktan sonra düzenli olarak yılda üç veya dört kez yaptırsa olması muhtemel birçok hastalık için koruyucu önlem olur.
Hacamatın aç karnına yapılmasının nedeni; aç iken kandaki total yağ ve glikoz oranının ve diğer zararlı maddelerin düşük düzeyde bulunmasıdır. Bu durumda kalp, karaciğer ve böbrekler daha aktif olduğundan uygulamanın aç karna olması fizyolojik olarak da önerilir. Tok karnına yapılan hacamatda; Vücutta ortalama 5-6 litre kan olup yemekten sonra bunun 3-4 litresi sindirim işlemini gerçekleştirmek için görevlendirilir. Bu durumda kan basıncı düşmesi ve kan dolaşım hızının yavaşlaması nedeniyle hacamat ile toksik maddeleri temizlemek zorlaşır. Hatta zararlı bile olabilir. Çünkü tokluk halinde kan, karın boşluğunda göllendiği için hayati merkezlerimiz olan beyin ve kalbin beslenmesi zayıflamıştır. Böyle durumlarda hacamat yapılınca beyne, kalbe ve diğer hayati organlara (hormon ve enzim yapan bezlere ) giden kan hacmi iyice düşerek, enfarktüs (beyin felci, kalp krizi ) gibi kalıcı rahatsızlıklara neden olabilir. Hacamat aç karnına şifadır, 3 saatlik açlık yeterlidir. Aç karnına hacamat aklı ve hafızayı ziyade eder, tok karna hacamat olmak derttir.
Bebeğin gelişiminin başladığı ilk 3 ay hariç diğer zamanlarda hamilelere de hacamat yapılabilir. Hekimin kişiyi değerlendirdikten sonra uygun gördüğü durumlarda hamilelere hacamat uygulanabilir.
Sağlıklı erişkinlere yılda 2-3 kez koruyucu amaçlı hacamat önerilmektedir. Hastalık amacıyla yapılıyor ise, doktor tarafından yapılan program çerçevesinde yapılmalıdır. Bu bazen ayda bir olabileceği gibi, birkaç hafta ara ile dahi olabilir. En faydalı hacamat hastalanmadan önce yapılan hacamattır.
Erişkinlerde ense kökünden ve bebeklerde bıngıldak bölgesinden hacamat yapılmaz. Erişkinlerde unutkanlık ve kalıcı görme kusurlarına neden olabilir. Bebeklerde ise basınç artışı ile beyinde kalıcı hasarlar oluşabilir.
Hacamat kesinlikle bağımlılık yapmaz ancak hacamat olanlar çok faydalarını gördüğü için tekrar olmakta ve çevresindeki insanlarada tavsiye edip yaptırmaktadırlar.
Baş arkası ile iki kürek kemiği arasındaki bölgeden özellikle hacamat efendimiz S.A.V tarafından tavsiye edilmiştir.Özellikle 7.servikal vertebra üzeri ( ahdayn noktası) ve iki kürek kemik arası orta nokta (kahil) bölgesi önemli noktalardır.
Vücutta yaklaşık 40 adet hacamat yapılacak ESAS nokta vardır.
Kafa arkası
Şakak bölgesi
Alın bölgesi
Boyun bölgesi
Omuzlar
Kürek kemikleri arası
Kulak alt kısmı
Kürek kemikleri altı
Bel bölgesi
Kuyruk sokumu
Diz bölgesi
Baldırların arkası
Ayak bileği bölgesi
Topuk üstü bölge bu noktalardan bazıları
Hastalıklara yönelik standart hacamat noktası yoktur. Her hastalığın altta yatan nedenlerini ortaya koyup, organsal bağlantılar kurularak ona yönelik hacamat uygulaması yapılmalıdır.
Tarama hacamatı sırttan başlanmalı ilk önce C7 (Du14), sonra L4 (Du3) ve en son T5 (Du11) kahil notasından yapılmalıdır(vücut ilk önce bu noktalardan toksinleri dışarı atmaya çalışır, yani ana tıkanıklık noktaları buralardır). Hangi hastalık olursa olsun ilk önce bu 3 tarama hacamatı (Sırttan, Kafadan, Bacaklardan) yapılmadan diğer hastalıklara özel hacamat tedavilerine geçilmemelidir.
Hacamatın, sedef, egzama, yüzde – saçlı deride akne ve iltihaplı deri hastalıklarına faydası çoktur. Bu hastalıkların temel nedeni aslında, immün sistemin sağlıklı çalışmaması ve karaciğer sisteminin istenmeyen aşırı yüküdür. Akupunkturda da önemli bölge olan, sırttaki iki kürek kemiği arasından yapılan hacamat, immün sistemi ve karaciğeri uyararak bu hastalıkların düzelmesine yardımcı olmaktadır.
Acil bir durum olmadığında ve sünnete riayet edilerek yapılan hacamatlarda oruç hacamata engel değildir, aksine daha verimli sonuçlar elde edilebilir.
Yaşı ve fiziksel durumu uygun olan herkese koruyucu amaçlı da olsa hacamat yapılması önerilir. Hastalık olarak da migren ve migren dışındaki baş ağrısı olanlar, kontrolsüz tansiyon şikâyeti olanlar, polisitemili hastalar, sigara bağımlısı olanlar, sık hastalanan kişiler, hafıza problemi yaşayanlar, görme problemi yaşayanlar, anlamsız yaygın ağrılar çekenler, huzursuz bacak sendromu olanlar, aşırı stresli işlerde çalışanlar, iştahsızlık sorunu olanlar, vücudunda anlamsız (tanı konulamayan) yaraları olanlar, gelişme problemi yaşayan çocuklar, diş eti hastalıkları olanlar, uykusuzluk veya çok uyuma problemi olanlar, dikkat eksikliği ve derse ilgisizliği olan gençler kesinlikle hacamat olmalıdır. Aslında tüm hastalıkların çözümü noktasında vücudun gereksiz iltihabi yükünün azaltılması, toksinlerin dışarı atılması birinci hedef olduğu için Kanser başta olmak üzere tüm kronik hastalıklarda hacamat yapılmalıdır.